Böbreklerimizin hemen üstünde yer alan ve yaşamsal hormonları (kortizol, aldosteron, adrenalin vb.) üreten böbrek üstü bezlerinde oluşan kitleler, çoğunlukla iyi huylu olsa da bazı türleri ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor.
Acıbadem Kadıköy (Dr. Şinasi Can) Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Melih Kara, böbrek üstü bezi kitlelerinin çoğunun tesadüfen ve genellikle başka bir sebeple yapılan görüntülemelerde bulunduğuna dikkat çekerek, her kitlenin uygun tanı yöntemleriyle değerlendirilmesinin yaşamsal önem taşıdığı uyarısında bulunuyor.
Hangi Kitleler Tehlikeli? Hormon Salgılayanlar Risk Taşıyor
Prof. Dr. Melih Kara, böbrek üstü bezi kitlelerinin genellikle tehlikeli olmadığını ancak bazı türlerin ciddi riskler barındırdığını belirtiyor:
Yüksek Riskli Kitleler: Özellikle pheochromocytoma ile kortizol ve aldosteron hormonu salgılayan kitleler ciddi kardiyovasküler, metabolik ve elektrolit sorunlara neden olabiliyor.
Kanser Riski: Büyük olan veya sürekli büyüyen kitlelerde kanser riski artmaktadır. Ayrıca, akciğer, meme veya böbrek kanserlerinin yayılması sonucu da gelişebilirler.
Risk Faktörleri: Kitlelerin büyük oranda sebepsiz ortaya çıkmasına rağmen, ileri yaş, önceden kötü huylu tümör varlığı ve genetik sendromlar (MEN2, von Hippel-Lindau gibi) risk faktörlerini tetikleyebilmektedir.
Aşırı Hormon Salgılanmasının Yol Açtığı Problemler
Böbrek üstü bezinde oluşan ve hormon salgılayan kitleler, aşırı hormon üretimine bağlı olarak önemli sistemik problemlere neden olabiliyor:
Aşırı Üretilen HormonYol Açtığı Sendrom / ŞikayetlerKortizolCushing sendromu (Obezite, hipertansiyon, diyabet, osteoporoz)AldosteronDirençli hipertansiyon, hipokalemiye bağlı kas krampları ve halsizlikPheochromocytomaDirençli hipertansiyon, taşikardi, tekrarlayan baş ağrısı, geçici yüksek tansiyon ataklarıTedavide Minimal İnvaziv Yöntemler Ön Planda
Tedavi planı kitlenin türü, büyüklüğü ve hormon salgılama durumuna göre belirlenmektedir. Küçük, iyi huylu ve hormon salgılamayan kitleler düzenli görüntüleme takibiyle izlenebilirken, cerrahi müdahale genellikle tedavinin temelini oluşturmaktadır.
Prof. Dr. Melih Kara, belirgin fazla hormon salgılayan tümörlerde, kanser şüphesi taşıyan veya büyük boyutlu (>4 cm)tümörlerde cerrahi yönteme başvurulması gerektiğini ifade etti.
Son yıllarda cerrahide, hastaya pek çok avantaj sağlayan minimal invaziv yaklaşımlar (laparoskopi, retroperitoneal, robotik) tercih edilmektedir. Bu yöntemler, hastaların daha kısa sürede taburcu olmasını, iyileşme sürecinin hızlanmasını ve yaşam kalitesinin artmasını sağlamaktadır.
Tercih Edilen Cerrahi Yaklaşımlar:
Laparoskopik Adrenalektomi (Transperitoneal): Uzun süredir altın standart olarak kabul edilmekte, iyi görünür alan, daha az ağrı ve hızlı iyileşme sunmaktadır.
Posterior Retroperitoneal (PR) Laparoskopi: Özellikle küçük tümörlerde ve obezite hastalarında tercih edilir; karın boşluğu açılmadığı için ameliyat süresi ve ağrı azalır.
Robotik Adrenalektomi: 3 boyutlu görüntüleme ve esnek aletler sayesinde zorlu anatomilerde ve büyük tümörlerde kolaylık sağlayarak daha az kan kaybı ve kısa yatış süresi sunabilmektedir.
UHA Haber Merkezi - HAYRİYE OKAR
SON YAZILAR