SULTAN SÜLEYMAN’IN AV KUŞLARI TOROSLARDAN KADİRLİ’YE UZANIYORDU

Osmanlı Arşivi’nden çıkan 1563 tarihli belgeler, Sultan Süleyman döneminde Toroslar eteklerinde saray için 600’ü aşkın kadrolu av kuşu bakıcısı bulunduğunu ortaya koyuyor.

SULTAN SÜLEYMAN’IN AV KUŞLARI TOROSLARDAN KADİRLİ’YE UZANIYORDU

Osmanlı İmparatorluğu'nun av kültürü ve saray protokolüne dair yeni bulgular, Adana'nın Kadirli ilçesinin tarihi önemini gün yüzüne çıkardı. 1563 tarihli Kars-ı Maraş Kadirli Tapu Tahrir Defteri, Kadirli ve Toroslar eteklerinin, dönemin padişahı Sultan Süleyman için av kuşu yetiştirilen gizli bir saray merkezi olduğunu ortaya koyuyor.

$600$ Kadrolu Eleman, Özel Ekosistem

Yeni belgeler, Kadirli ve çevresinde sadece sarayın av kuşlarının bakımı, beslenmesi ve eğitiminden sorumlu 600'den fazla kadrolu elemanın çalıştığını doğruluyor. Araştırmacılar, bu sayının 16. yüzyıl Osmanlı'sı için büyük bir organize kapasiteyi işaret ettiğini belirtiyor.

Av Kuşları Merkezi: Kaynaklarda detaylandırılan bu bilgiler, Osmanlı'nın saray ihtiyaçlarını karşılamak üzere, sadece büyük şehirlerde değil, Anadolu'nun farklı bölgelerinde de organize sistemler kurduğunu gösteriyor.

İstihdam ve Gelir: Toroslar'ın doğal yapısı, av kuşları için ideal bir yetiştirme ortamı sağlarken, yerel halk da bu faaliyetten önemli ölçüde istihdam ve gelir elde ediyordu.

Yaşayan Ekosistem: Sarayın kuşlarına bakan bu kadrolu elemanlar, Toroslar'da adeta bir "yaşayan ekosistem"yaratmıştı.

Av Kuşları: Güç ve Prestij Sembolü

Tarihçiler, Kadirli'deki bu uygulamanın Osmanlı'nın av kültürü, saray protokolü ve bölgesel yönetim stratejilerininayrılmaz bir parçası olduğunu vurguluyor. Av kuşları, saray için sadece bir eğlence aracı değil, aynı zamanda padişahın gücünün ve prestijinin de bir sembolüydü.

Araştırmacılar, bu bilgiler ışığında Sultan Süleyman döneminde Osmanlı sarayının yalnızca İstanbul merkezli bir güç olmadığını, Anadolu'nun farklı bölgelerini sistematik olarak kullandığını belirtiyor. Kadirli'nin bu özel rolü, bölgenin tarihsel ve kültürel önemini bir kez daha gündeme taşıyor.

Kadirli'deki bu tarihi miras, 16. yüzyıl Osmanlı'sının görkemli ve titiz dünyasını, doğayla ve hayvanlarla kurduğu özel ilişkiyi anlamada benzersiz bir pencere açıyor.

UHA Haber Merkezi - REMZİ YILDIRIM

EKONOMİ